Kaygı, korku ve fobiler hayatınızı sınırlar, ancak kaygıyla başa çıkmak ve bu sınırları aşmak için araçlar vardır.

Kaygı neye benziyor? Yeni bir fikirle, yeni bir hedefle, hayatınızı daha iyiye doğru değiştireceğini bildiğiniz bir hırsla uyanırsınız. Sonra aniden bir şeyler değişir, gergin hissetmeye başlarsınız; başarısız olma konusunda endişelenirsiniz ve belirsizlik zihninizin kontrolünü ele geçirir.

Bu bağırsak hissi harekete geçmenizi engeller. Eylem eksikliği, hayatınızı geliştirmenizi ve iyileştirmenizi engeller. Çok geçmeden doyumsuz, üzgün ve depresif olursunuz.

Kaygı ile başa çıkmak, hayatınızın kontrolünü geri almanıza yardımcı olabilir. Bu basit araçları kullanarak hayatınızı dolu dolu yaşayabilirsiniz.

Odaklandığınız Şeyi Hissedersiniz

Kaygı, korku ve fobilerle yaşayan insanlar, her zaman işlerin ters gideceğini varsayarak, durumların olumsuz yönlerine odaklanır. Negatife odaklanırsan, negatif hissedersin.

Bu olumsuz odaklanma yalnızca endişenizi artırır. Halka açık konuşmanızın istendiğini hayal edin; kaygınız, zihninizi geçmişteki olumsuz topluluk önünde konuşma deneyimlerine odaklar. İlişkili olumsuz duyguları hissedersiniz; İnsanların size güldüğünü, endişe duygunuzu ikiye katladığını hayal ediyorsunuz.

Duygusal duygunuzu değiştirmek için neye odaklandığınızı değiştirmeniz gerekir.

Bir seferde sadece bir duygu hissedebilirsiniz. Gerçek dünyada gördükleriniz veya hayal ettiğiniz, hayal ettiğiniz veya düşündüğünüz şeyler, ilişkili (olumlu veya olumsuz) duygular yaratır.

Sizi endişelendiren durumu düşünün. Şimdi aynı durumu düşünün ama bu sefer kendinizi bu durumda kendinize güvenen, rahatlamış bir versiyonu olarak hayal edin. Kendinden emin davrandığını, sakince iletişim kurduğunu görmek. Deneyimden zevk aldığınızı hayal edin ve başkalarının bu kendinden emin ve rahat versiyonuna nasıl tepki verdiğini fark edin.

Bir durumda kendinden emin ve rahat davrandığını hayal edersen, gerçek dünyada bu ilişkili duyguyu hissedeceksin. Bunu ne kadar çok uygularsanız, ilişkili duygu o kadar güçlenir ve yakında bu duygu gerçek dünya deneyimiyle ilişkilendirilir.

Duruşunuzu Olumlu Bir Şekilde Konumlandırın

Zihniniz ve bedeniniz birbirine bağlıdır. Duruşunuz, duruşunuz, kendinizi tutma şekliniz, beden diliniz ve duruşunuz o anki duygunuzu değiştirir.

İki geçmiş deneyimi düşünün. Birincisi, üzgün, endişeli veya depresif olacağınız bir deneyim. İkinci deneyim için, kendinden emin, heyecanlı ve mutlu olduğunuz bir zamanı hatırlayın.

Ardından, bu iki anıyı karşılaştırın ve duruşunuz ve duruşunuzdaki farkı görün. Beden dilinizi ve duruşunuzu karşılaştırın. Negatif hissettiklerinde, insanlar genellikle kendilerini başları eğik, omuzları çökmüş, genellikle kendilerine sarılmış veya kıpır kıpır olarak görürler.

Ne kadar mutlu olursanız, genellikle olumlu bir duruş sergilersiniz; Baş dik, omuzlar geride, ayaklar omuz genişliğinde açık ve yüzünüzde kendinden emin bir gülümseme.

İçin daha güvende hissetmek ve daha az kaygılı, senin tutumunu değiştirebilir.

Kendinden Emin İletişim ve Kaygı ile Başa Çıkma

Endişeli olduğunuzda, genellikle kendi olumsuz konuşmanızın, kafanızdaki o küçük şeytanın, olumsuz olumlamalar fısıldayarak endişenizi artırdığını görürsünüz.

“Bunu yapamazsın” “her zaman başarısız oldun” “başkaları senden daha iyi”.

Kendinden emin hissetmek için kafandaki şeytanı öldürmelisin. Bu olumsuz kendi kendine konuşmayı düşün ses seviyesi, ses tonu ve kimin sesi olduğu.

Sesi kısın veya sesi bir çizgi film karakterinin sesine dönüştürdüğünü hayal edin. Ardından, güçlü ve kendinden emin bir ses kullanarak olumlu bir onaylama yapın. Ses tonu ve olumlu olumlamalar güven yaratır.

Share To:

Post A Comment:

0 comments so far,add yours